Veda ederken...
"Şöhret için keskin kılıç ve kırk sofra gerekir" der Çerkesler. Çerkes
camiasında kabul görmenin bir yoludur misafirperverlik. Hizmette kusur
asla affedilmez. Kafkasya'da her evin mutlaka bir misafir odası vardır
ve sürekli olarak hizmete hazırdır.
Misafirperverlik bir kültürel yapının uzantısıdır. Çerkesler kendi
aralarında geliştirdikleri saygı mefhumunu misafirlikte de aynen
uygularlar. Mesela bir atlı, misafir olacağı eve hangi mesafede
bineğinden ineceğini iyi bilir. Evin ta kapısına kadar atından inmeden
gelenler sadece yaşlı, soylu ve thamadelerdir.
Diğerleri ev sahibi sayılırlar ve 30-40 metre uzakta attan inerler.
Attan süratle inen kişi vücudunu dik tutar. Atın sol tarafından inmek
ise kibarlığın diğer bir gereğidir. İnerken sol el ile yalnız başı
tutulur. Hayvanın yelesini tutmak ayıp sayılır. Misafir attan ineceği
zaman etraftaki gençler derhal atı tutarak yardımcı olurlar.
Misafirlik adabı sadece kişilerle sınırlı değildir. Mesela misafirin
atı, gezdirilerek teri kurutulmadan kesinlikle bağlanmaz. Misafir atın
bakımını tamamen ev sahibine bırakır.
Misafire kimlik sorulmaz
Misafir kendini karşılayanları selamlar. Selamlaştıktan sonra
misafir odasına alınır. Derhal misafirin üzerindeki yamçı, kamçı,
silah, kılıç gibi ağırlıklar sırasıyla alınarak asılır.
Sonra misafire oturması teklif edilir. Ev sahibi muhterem veya ihtiyar
biriyse misafir hemen oturmaz. Misafir bu sefer ev sahibine oturması
için teklifte bulunur. Bu teklifler karşılıklı olarak devam eder ve
nihayet misafir oturur, orada bulunanlar ise bir müddet ayakta durmayı
tercih ederler.
Bu arada evvela ev sahibi hal hatır sorar. Varsa maiyetindeki yaverden
(pşerıh) misafirin hüviyeti, gideceği yer ve seyahat maksadı öğrenilir.
Ev sahibi sadece "Nereden geldiğinizi öğrenebilir miyim?" diye soru
sorabilir. Misafir de gereken cevabı verir.
Misafirle konuşma adabı
Ev sahibinden başka kimse misafire kimliğini soramaz. Misafir
muhterem bir zat ise, ev sahibi ile diğer hane fertleri
kendiliklerinden geçip oturamazlar. Odada oturmalar teklif üzerine
olur ve özellikle misafirin oturduğu uzun sedirin üzerine kimse
oturmaz. Ayrıca küçüklere oturmak teklif edilmez ve onlar ayakta
odanın gerisinde dururlar.
Hayli kalabalık olan Çerkes misafir odasında sanki hükümdar
ağırlanıyormuş gibi bir hava hakimdir. Birisi konuşurken diğerleri
yalnız dinler, kendisine söz düşmeyen konuşmaya karışmaz. Konuşmalar
ağır başlı olduğu gibi laubali olunmaz ve kahkaha ile asla gülünmez.
Bağırarak söz söylemek nezakete aykırıdır.
Misafirin hal ve hatırını sorduktan sonra odadan çıkmak isteyenler, "rahat
olunuz" diyerek gerekirse sırtını oturan misafire dönmeden arka arkaya
yürür.
Misafir de, çıkan kişinin mevkiine göre saygı ifadesi olarak ya
tamamen ayağa kalkar, yahut yarım bir kalkma yapar.
Misafir odaya gelen muhterem kişileri karşılamak için ayağı kalkar,
odadaki diğer kişiler de ona uyarlar. O oturmadan kimse yerine oturmaz.
Misafir bir ihtiyar ise, yahut asil olup pek genç değilse sedirin
ocağa yakın baş köşesine oturur.
Misafir gelir gelmez yastığın üstüne değil kenarına oturur. Üstüne
oturmak
kabalık sayılır. Ancak pek ihtiyarlar, üzerine oturabilirler.
Ayak uzatmak, ayak ayak üstüne atmak hakaret sayılırken bağdaş
kurmakta ayıptır.
Otururken sırt ve belin dik kalmasına dikkat edilir. "Deve oturuşu"
diye tabir edilen dizin birini kırıp karna çekmek suretiyle yapılan
oturuş ayıp sayılır.
Misafirin eliyle bıyığını ve sakalını karıştırıp oynaması hoş
karşılanmaz.
Çerkeslerde kahve yoktur. Onun yerine çay verilir.
Çayı olmayanlar yemekten evvel bir şey getirmezler. Sabah, öğle, aksam
olmak üzere üç defa yemek verdikleri için misafir yemek zamanını
bekler, fakat yemek vaktinden evvel ayrılacaksa ona göre düzenleme
yapılır. Çocuklar büyüklerle birlikte yemeğe oturmazlar.
Veda adabı
Yatma vakti gelince yatak hazırlanır. Ev sahibi muhterem bir zat
ise "çhash maf" yani "hayırlı geceler" diyerek odadan çıkılır.
Elbiseler güzelce derlenip bir tarafa bırakılır. Odaya leğen, ibrik ve
çıra bırakılır. Misafir hareket edeceği zaman atlar hazırlanır. Yaver
içeri girerek haber verir. Silahlarını takındıktan sonra dışarı çıkan
misafir, ata binmeden önce ev sahibine hürmetle veda eder. Sarılma
esnasında biribirini öpme adeti yoktur. Ancak kucaklaşmadan sonra el
sıkarlar.
Bazen de veda esnasında yalnız el sıkılır. Misafir giderken ev
sahibine teşekkür etmez. Çünkü vazifesini yapmıştır. Ancak "Hoş
kalınız" der. Gelirken olduğu gibi giderken de misafir ata bineceği
yerin mesafesini kendisi takdir eder.
Misafir ata sol taraftan biner, binme esnasında sol eli ile hem
dizgini tutar. Atın yelesini tutup binmek ayıptır. Ata binerken vücudu
atın başına doğru fazla eğmemek gerekir.
Misafir ata bindikten sonra "Şötxej" yani "mesut olunuz" diyerek
vedasını bitirir.
Misafir bir az uzaklaşmadan atına kamçı vurmaz. Yüz metre ilerleyince
bir defa kamçıyı ata vurarak şakırdatır. Çerkeslerde misafirlik
müddeti misafirin arzusuna bağlıdır. Bazen 5-6 ay, hatta bir seneye
varır. Fakat ne kadar uzarsa uzasın hürmet eksilmez. Bilakis
dostlarının çoğalması nedeniyle misafir odasının ziyaretçileri artar,
düğün yerine dönüşür.
Not: Bu yazı Jabagi Baj'ın Çerkesya'da
Sosyal Yaşayış-Adetler adlı kitabından derlenmiştir. (FT)